Eski ve köklü bir dil olan Türkçe oldukça zengin bir atasözü dağarcığına sahiptir. Tarih boyunca göçlerle şekillenmiş olan ve başta Arapça ile Farsça olmak üzere etkileşime girdiği tüm dillerden etkilenen Türkçe’de yer alan 100 Atasözü’nü bu yazımızda inceleyecek ve anlamlarını
Ne kadar … o kadar…
Ne kadar köfte o kadar ekmek. Ne kadar ağlarsan o kadar sinirlenir. Ne kadar istersen o kadar iyi. Ne kadar çalışırsan o kadar başarılı olursun. Ne kadar yersen o kadar şişersin. Ne kadar spor yaparsan o kadar sağlıklı olursun
Daha iyi olur
Beni de alırsan iyi olur. Beni bırakabilirsen daha iyi olur. Önceden hazırlanırsan daha iyi olur. Eşeğini sağlam kazığa bağlarsan daha iyi olur. Sen ona güvenmezsen daha iyi olur. Bu işten vazgeçersen daha iyi olur. Buradan toz olursak daha iyi olacak.
Geldiler herhalde
Herhalde, sanki, sanırım Keki bitirdin herhalde. Kalmadı mı hiç? Bir anda öyle söyledim ama pişman oldum sanki. Tüh. Abi sanırım geç kaldık. Yandık! Herhalde önümüzdeki ay taşınıyoruz. Ne kadar sarıldın. Sanki bir daha görmeyeceksin. Sanırım bu hafta biter. Herhalde onunla
Bu doğru olamaz
Hayır olamaz. Bunu söylemiş olamaz. Bana bunu yapmış olamazsın. Bensiz gitmiş olamaz. Nasıl ya biz onu bekliyoruz. Uyumuş olamaz! Mesaj gelmiş olamaz çünkü telefon hep yanımdaydı. Hayır, hayır ölmüş olamaz. Yok canım aç olamazsın. Daha şimdi yedik. Bence bu kesin
Taşımama yardım edebilir misin?
Bu olay, daha iyi düşünmemi sağladı. Şunu tutmama yardım eder misin? Yolu bulmama yardım etsene. Kilo vermeme yardım etti. Kardeşimin Türkçe öğrenmesine yardımcı oluyorum. Para kazanmanı sağlayabiliriz. Konuyu anlamamıza yardımcı oldu. Onunla konuşmamızı sağladı.
Söylediğimi duydun mu?
Çok güzel şarkı söylediğini duydum Vazoyu onun kırdığını gördüm. Ben sadece onun oraya doğru gittiğini gördüm. Ne yaptı bilemem. Beklediğini gördüm o yüzden koştum. Ağladığını (sesini) duydum hayırdır? Bir daha öyle söylediğini duymayayım! (‘duymıyim) Son dediğini anlamadım. Onun işe geldiğini
Beni yalnız bırak
Kapıyı açık bırak, hava girsin. Bilgisayarı açık bıraktım, elleme, bir şey indiriyorum. Lütfen klimayı açık bırakmayın. Bak ya her yeri dağınık bırakmış! Saçını öyle ıslak bırakma, hava soğuk. Arabayı pis bıraktım. Yıkatamadım. Yazık, sahipsiz bırakmışlar.
Gönlünü ferah tut
Lütfen kapıyı kapalı tutun Kartı ekrana basılı tutun Ağzınızı açık tutar mısınız? (dişçi) Başını yan tut. (kuaför) Tamam, şimdi ayaklarını düz tut. (doktor) Evet bu şekilde elinizi orada tutun, parmağınızı okutun. Kalbini ferah tut. Hiçbir şey olmaz Başınızı dik tutun.
O kadar kolay ki
Koltuk o kadar ıslak ki oturamıyorum. O kadar cimri ki günahını vermez. O kadar masum ki görsen canını veresin gelir. O kadar yoğunuz ki (yoğunluktan) nefes alacak vaktimiz yok. O kadar güldüm ki az daha bayılacaktım. O kadar şişman ki